SON DAKİKA
Hava Durumu

#Savaş

Fatsa Gazetesi - Savaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Savaş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

GAZZE’DE 2 MİLYON KİŞİDEN HABER ALINAMIYOR! Haber

GAZZE’DE 2 MİLYON KİŞİDEN HABER ALINAMIYOR!

Kızılay tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Üzülerek belirtmeliyiz ki, Gazze’de görev yapan yerel ekibimizle iletişim kuramıyoruz. Maalesef hiçbir iletişim kanalı çalışmıyor ve tüm insani yardım çalışanları ile ilgili büyük bir endişe içindeyiz. Sivil halk, insani çalışanlar, sağlık profesyonelleri ve tesisler korunmalıdır.” denildi. ​​​​​​ “İLETİŞİMİN KESİLMESİ KABUL EDİLEMEZ” İletişim Başkanı Fahrettin Altun konuya ilişkin Twitter hesabından paylaşımda bulundu. Paylaşımında İsrail'in sivilleri korumakla ve temel insan haklarına saygı göstermekle ilgilenmediğini belirten Altun, "Gazze'de sabit hat, mobil telefon ve internet iletişiminin tamamen kesilmesi kabul edilemez. Bu, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarının son aşamasıdır. İsrail ordusu 7 Ekim'den bu yana kuşatma altında tuttuğu Gazze'ye yönelik yoğun hava saldırılarını sürdürürken, eş zamanlı olarak en temel insan hak ve değerlerine yönelik açık bir saldırı daha yapmakta, iletişim ve haberleşme kanallarını kesmektedir. İsrail'in Gazze'yi dış dünyaya bağlayan tüm uluslararası iletişim kanallarını engellemeyi amaçlayan karartma uygulaması, açıkça savaş suçu işleme niyetini göstermektedir. Bu, İsrail'in sivillerin hayatlarını mahvettiğine dair çirkin gerçeği gizleme girişimidir" ifadelerine yer verdi. “BATI BU VAHŞETE ORTAK OLUYOR” Gazze'deki insanların hukukunun pervasızca hiçe sayılması ve topluca cezalandırılmalarının savunulmaz bir durum olduğunu ifade eden Altun,"Batı'nın bu saldırı karşısında tepkisizliği, onları da bu suça ortak etmektedir. İsrail'in ayrım gözetmeksizin ve herhangi bir bedel ödemeksizin gerçekleştirdiği saldırıların kısıtlanmasına karşı çıkanlar, durdukları yeri sorgulamalıdırlar. Bu korkunç günlerde takındıkları tavrın tarihlerine kalıcı bir leke olarak geçeceğinin farkına varmalıdırlar. Filistinlilerin temel hak ve özgürlüklerini çiğneyen İsrail'i şiddetle kınıyoruz. Bu vahşet derhal son bulmalıdır. Bu vahşeti destekleyen "büyük güçler" ise bundan böyle insan haklarından, temel hak ve özgürlüklerden bahsedemezler" açıklamasında bulundu. Haber: Müjdat Hülür

HAMAS, DÜNYA GÜNDEMİNDE Haber

HAMAS, DÜNYA GÜNDEMİNDE

Son yıllarda Hamas, Filistinliler arasında popülerlik ve destek kazanmıştır; 2021 yılında yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 53'ü Hamas'ın "Filistin halkını temsil etmeye ve liderlik etmeye en layık olanı" olduğuna inanırken, yüzde 14'ü Fetih'i tercih etti.  Bununla birlikte, Hamas'ın insan kalkanları kullanması, rehine alma, sivil halka yönelik şiddet ve savaşçılar ile savaşçı olmayanlar arasında ayrım yapmaması, birçok devletin Hamas'ı terör örgütü olarak tanımlamasına yol açmıştır, ancak Birleşmiş Milletler tarafından terörist olarak tanımlama girişimleri başarısız olmuştur.  7 Ekim 2023 tarihinde Hamas, İsrail'e karşı "Aksa Tufanı" adlı büyük bir askeri operasyon başlattı ve İsrail de karşılık olarak savaş halini ilan etti. HAMAS’I KİM KURDU? 1987 yılında Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz el Rantisi ve Muhammed Taha tarafından İlk intifadanın başlangıcında Mısır'daki Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin kanadı olarak kuruldu. 1988 yılındaki siyasi programında parti, Filistin'in asla Müslüman olmayanlar tarafından etrafı çevrilebilecek bir İslam ülkesi olamayacağını ifade etmekte ve Filistinli Müslümanlar için Filistin'in kontrolünü İsrail'den almak adına kutsal bir savaş vermenin dini bir görev olduğunu söylemekteydi. Bu tespit, 1988 yılında İsrail'i tanıyan Filistin Kurtuluş Örgütü ile Hamas'ı çatışma noktasına getirdi.  1992 yılı sonunda Gazze'de 600 cami vardı. Hamas etkileme gücünü sendikalara, üniversitelere, çarşılara, meslek örgütlerine ve 2004'te başlayan yerel siyasi mücadelelere genişletmeden önce vaazlar ve hayır işleri ile kendine sempatizan topladı. HAMAS’IN AMACI NEDİR? Örgütün kuruluş amacı 1948 öncesi İsrail'in işgal ettiği Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni kapsayan topraklarda yeniden Filistin İslam devletini kurmak. ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre örgüt yurt dışında yaşayan Filistinliler, İran hükûmeti ve Arap ülkelerinden gelen yardımlarla finanse edilmektedir. 6 Mayıs 2005 tarihinde yapılan Filistin genel seçimlerinde El Fetih oyların yüzde 56'sını, Hamas ise yüzde 33'ünü aldı. Fetih 84 yerden 45'ini kazandı. Hamas 23 yerde seçimi kazandı. Bunlar arasında üç büyük şehir de vardı: Kalkilya, Refah ve Beyt Lahiya. 15 yerde bağımsızlar ya da diğer gruplar kazandı. Avrupalı gözlemcilerin 'adil ve demokratik' olarak nitelendirdiği seçimde 400 bin Filistinli oy kullandı. Katılım Gazze'de yüzde 80 Batı Şeria'da yüzde 70 oranında oldu. Hristiyanların kalesi olan Beytüllahim'de 15 sandalyeli yerel meclisin Müslümanlara ayrılan 7 sandalyesinin 5'ini Hamas kazandı. 16 Aralık 2005'te yapılan Batı Şeria'daki yerel seçimlerde de Hamas önemli başarı elde etti. Dört büyük kentteki belediye seçiminin üçünü (Nablus, Cenin ve El Bireh'i) Hamas kazandı. Ramallah'ta ise bağımsızlar koalisyonu seçimi aldı. Toplamda Fetih'in oy oranı Hamas'tan fazla çıktı. Bu seçimde 148 bin seçmenin yüzde 75'i oy kullanmıştı. HAMAS, ŞİDDET YANLISI MI? Hamas, hedefleri için hem siyasi faaliyetlerde hem de silahlı eylemlerde bulunmayı vadetmiştir. 2006 Filistin parlamento seçimlerinin kampanyasına siyasi parti olarak katılırken, Hamas seçim manifestosunda "işgali sona erdirmek için silahlı eylemleri kullanmaya hazır olduğunu" belirtmiştir. 2000 yılından 2004 yılına kadar, İsrail Dışişleri Bakanlığı'na göre Hamas, 425 saldırıda 400 İsrailliyi öldürmenin yanı sıra 2.000'den fazla sivil vatandaşı yaralamıştır. 2001'den 2008'in Mayıs ayına kadar Hamas, İsrail'e 3.000'den fazla Kassam füzesi fırlatmayı denemiş ve 2.500 havan saldırısında bulunmuştur. Haber;İslam DURAN

“FİLİSTİN HALKININ SESİ BİZ OLACAĞIZ” Haber

“FİLİSTİN HALKININ SESİ BİZ OLACAĞIZ”

Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından yapılan açıklamada: “Filistin davasına destek olan 500 gazeteci ile ortak bir bildiri imzaladık. İsrail 75 yıldır Filistin halkına zulmediyor. Filistin halkı açlık, susuzluk altında inliyor. Çocuklar ölüyor kadınlar ölüyor. Dünyayı yönetenler adeta kör ve sağırlar. Batılı medya suskun. İsrail’in yaptığı soykırımı görmezden geliyor.” “500 GAZETECİ ZULME HAYIR DİYORUZ” Dünyanın jandarması olan ABD İsrail’in katliamını desteklediği ifade edilerek; “Siyonist sermaye batı medyasını esir almış durumda. İsrail medyası Filistin’de bir karartma uyguluyor. Bu noktada biz 500 gazeteci bu zulme hayır diyoruz. 500 ulusal ve yerel gazeteci Filistin halkının sesi olmak için bu bildiriye imza verdiler. Bizler İsrail halkına düşman değiliz. İsrailli çocuklar da kadınlar da değerlidir. Bizler Siyonist soykırıma karşıyız. Cumhurbaşkanımız Sayın, Recep Tayyip Erdoğan İsrail’in zulümlerine “one minute” demişti. Yiğitçe bir duruş ortaya koymuştu. Bizlerde vicdanlı Türk medyası olarak İsrail medya ambargosuna “one minute“ diyoruz. Sesi kesilen Filistin halkının sesi olacağız.”  Yayınlanan bildirim metninde şu ifadelere yer verdi:  500 GAZETECİDEN ORTAK ÇAĞRI: İSRAİL SOYKIRIMINI DURDURUN! 1948 yılında kurulan İsrail’in Filistin topraklarındaki uluslararası hukuka aykırı eylemleri artarak devam etmektedir. Filistin toprakları 75 yıldır işgal altındadır. Bu süre içerisinde maalesef kan, göz yaşı, katliam eksik olmamıştır. Bugünlerde ise İsrail Devleti soykırım yapmaktadır.  İşgal ve katliamlara sessiz kalan ve katliamların son bulması için çaba göstermeyen ülkeleri hem tarih hem vicdan sahibi halklar yargılayacaktır. İsrail’in Başbakanı Netanyahu, dünyanın gözleri önünde işgal ettiği Filistin topraklarında soykırım gerçekleştirmekte ve savaş suçu işlemektedir. Netanyahu yargılanmalıdır. ABD Başkanı Biden Soykırım ve savaş suçuna ortak olmaktan derhal vazgeçmelidir.  Uluslararası hukuka aykırı bir şekilde İsrail Gazze için 'topyekûn abluka' kararı alarak elektrik, su, gıda ve akaryakıt tedarikini keserek insanlık suçu işlemiştir. Buna bir son verilmelidir.  İsrail hastane, okul, cami, kilise gibi masum sivillerin bulunduğu yerleri yoğun bombardıman altına alarak binlerce sivilin hayatını kaybetmesi ve bir o kadar da sivilin yaralanmasına sebep olmuştur. Bu saldırılar açıkça bir soykırımdır.  1949 Tarihli Cenevre Sözleşmeleri ihlal edilmiştir. Sivil yerleşim yerleri bombalanarak yapılan saldırılarda kadın çocuk demeden insanlar katledilmiştir. Uluslararası örgütler hemen harekete geçmelidir. Yeryüzü insanlığın ortak malıdır. Dili, dini, ırkı fark etmeden tüm insanlık Filistin’in yanında olmalı ve Filistin devleti kurulmalıdır.  İslam ülkelerinin liderleri halklarının tepkilerine kulak vermelidir. Batı emperyalizmine karşı, Siyonizm’e karşı İsrail terörüne karşı, yapılan soykırıma karşı, ortak tavır almalı batının çıkarlarına hizmet etmemelidir.  Bu mesele sadece Müslümanları ilgilendirmemektedir. Kudüs, ilahî dinler yani Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam açısından kutsal bir şehirdir. Dünya barışı, ancak tüm kültürlerin, ilahi dinlerin ve halkların böylesi kutsal bir şehirde bir arada olması ile mümkündür.  Bu vahşetin, soykırımın durdurulması için Birleşmiş Milletlerde veto yetkisine sahip 5 daimi ülke, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Fransa, Birleşik Krallık harekete geçmelidir.  İslam Konferansı Teşkilatı savaşı durdurmak için gerekirse askeri müdahale seçeneğini masaya taşımalıdır. Bir başka önemli nokta ise Batı Medyasının ikiyüzlü tavrıdır. Katliamı yapan İsrail olunca sesleri çıkmamaktadır. İsrail yanlısı küresel reklam şirketleri Batı Medyasını kontrol altına almıştır. Bizler vicdanlı 500 gazeteci Filistinli mazlum insanların sesi olacağız. Öte yandan İsrail halkı inancı ve kültüründen dolayı hedef olmamalıdır. Bizler hiçbir din ya da millete düşman değiliz. Masum İsrailli çocuk ve kadınlar da bizim için değerlidir. Hatta sağduyulu Yahudiler de bizim insanlık adına paydaşımızdır. Bizler, onlarca yıldır süren bu işgale ve soykırıma karşı duranların safında yer alıyoruz. Halen devam eden bu soykırıma, İsrail terörüne, insanlık suçu olan saldırılara ve hukuk ihlallerine “DUR” diyoruz. “Filistin halkının sesi biz olacağız" Haber;Müjdat HÜLÜR

SAVAŞIN PSİKOLOJİK ETKİLERİNE DİKKAT EDİN Haber

SAVAŞIN PSİKOLOJİK ETKİLERİNE DİKKAT EDİN

Uzmanlar savaş haberlerini izlemenin bireyler üzerinde çeşitli psikolojik etkilerini ele alan bir açıklama yaptı. Savaş haberleri genellikle grafik ve üzücü görüntüler ve hikayeler içerir, bu da kaygı ve stres seviyelerinin artmasına neden olabilir. Bu tür üzücü içeriklere sürekli maruz kalmak, duygusal tepkilerin ve çaresizlik duygularının artmasına neden olabilir. Zaman içinde, şiddet içeren veya rahatsız edici savaş haberlerine tekrar tekrar maruz kalmak duyarsızlaşmaya yol açabilir. Bu da bireylerin başkalarının acılarına karşı daha az duyarlı hale gelebileceği anlamına gelir ki bunun ahlaki ve etik sonuçları olabilir. PARANOYA GELİŞEBİLİR Savaş haberlerini izlemek, özellikle de izleyiciler savaşı kendi güvenliklerine yönelik doğrudan bir tehdit olarak algılıyorlarsa, korku ve paranoya duygularını tetikleyebilir. Bu durum, kişisel güvenlik konusunda artan bir teyakkuz ve endişeye yol açabilir. Şiddet, acı ve kayıp görüntülerine ve hikayelerine tekrar tekrar maruz kalmak depresyon ve hatta travma duygularına katkıda bulunabilir. Bazı kişilerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) semptomları gelişebilir. Olumlu açıdan bakıldığında, bazı insanlar bu tür haberlere maruz kaldıklarında savaş mağdurlarına karşı empati ve merhamet duygularında artış yaşayabilir. Bu durum bireyleri harekete geçmeye veya insani yardım çabalarını desteklemeye motive edebilir. Bazı durumlarda, bireyler maruz kaldıkları ezici ve üzücü içerikle başa çıkmanın bir yolu olarak duygularından koptukları duygusal uyuşma yaşayabilirler. Savaş haberlerine sürekli maruz kalmak aşırı bilgi yüklemesine ve bilişsel yorgunluğa yol açarak bireylerin çok miktarda bilgi ve olayı işlemesini ve anlamlandırmasını zorlaştırabilir. Savaş haberleri, bireylerin önceden var olan inanç ve önyargılarına daha fazla bağlı hale geldikleri kutuplaşmaya da katkıda bulunabilir. Bu durum küresel sorunların ele alınmasında yapıcı diyalog ve işbirliğini engelleyebilir. Savaş haberlerini izlemenin psikolojik etkilerinin bireyin kişisel dayanıklılığına, başa çıkma mekanizmalarına ve travmatik olaylara daha önce maruz kalmasına bağlı olarak değişebileceğini unutmamak önemlidir. Bu etkileri hafifletmek için, üzücü içeriğe maruz kalmayı sınırlandırmak, ara vermek ve gerekirse destek almak tavsiye edilir. Haber Merkezi

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.