Bazı insanlar vardır ya onunla aynı mesleği yapıyor olmaktan gurur duyarsınız. Bazı insanlar vardır ya aynı çatı altında mesai paylaşmaktan onur duyarsınız. Bazı insanlar vardır ya onunla aynı mücadelenin tarafı olmaktan haz duyarsınız.
Bazı insanlar vardır ya “duruşu” ayrı bir güven kaynağıdır sizin için. Bazı insanlar vardır ya yaptığı işin altına gözü kapalı imza atarsınız. Bazı insanlar vardır ya sadece işi değil; sevgiyi de saygıyı da edebi de öğretir… Bazı insanlar vardır ya babadır, candır, adam gibi adamdır…
Bazı insanlar vardır ya size ruhundan üfler..!
İşte öyle bir insandır Veysel Cengiz…
Sevgisinde, saygısında, hoşgörüsünde, işinde ve vizyonunda sınır tanımayan bir adamı; kelimelerin sınırlı dünyası ile anlatabilmenin imkansız olduğu bir misyon adamıdır. Günün adamı değil gönül adamı olmuştur hep…
Bilenler bilir: Fatsa’ya Eğitim Uygulama Okulu, Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi, özel alt sınıflar ve Karadeniz’de ikinci bir örneği olmayan Fatsa Rehberlik Araştırma Merkezi’ni (RAM) kazandırmıştır hem modern bina dizaynı hem de sistem olarak.
Bu işlerin peşinde koşarken de adeta özel sektörde çalışıyormuşçasına, mesai mefhumunu gözetmeden, ailesinden ve kendi kişisel zamanından harcamıştır çoğu zaman.
Bunları yaparken de hiç kimseden aferin beklememiş, bilakis tevazuu artmış başı önüne eğilmiştir eserleri arttıkça… Şahsım, bunun canlı tanığıdır.
Fatsa ve havzasında bulunan ilçelerde özel eğitim ve rehberlik faaliyetlerini yürütürken konuyla ilgili bir belde, bir köy, bir okul olsun da Veysel Cengiz oraya ayak basmamış olsun. Tarih yazmaz! Çünkü tüm Ordu bölgesi için dahi aynı şeyi rahatlıkla söyleyebiliriz…
Bir dönem tüm ülke bakanlık teftişleriyle yangın yerine dönmüş, RAM’larda açığa almalar soruşturmalar birbirini kovalıyorken, özel kurumlara yüzbinlerce lira cezalar kesiliyor, davalar açılıyorken ve “kadim Fatsa bürokrasisi” de o dönem makamında “üç buçuk atıyorken” Fatsa’da bir adam yaptığı işten emin, bayrak gibi dimdik ortadaydı…
Ve herkesin öcü gibi kaçtığı bakanlık müfettişlerine Fatsa RAM müdürü olarak şöyle dedi: “Yetkimi kullanarak bu raporları ben verdim. Birine ceza verilecek ya da soruşturma açılacaksa bana açın!”
Ki devamında Fatsa RAM tertemiz, özel kurumlar da küçük sıyrıklarla çıktı o fırtınadan Veysel Cengiz sayesinde. Oralardan bugünlere gelirken bunları da unutmadık..!
Ve şimdi ne oldu biliyor musunuz?
Ufuksuz Fatsa siyaseti ve basiretsiz Fatsa bürokrasisi Veysel Cengiz’i Fatsa’dan “gönderdi.” Rahata kavuştular mı acaba?! Fatsa’ya değer katan önemli bir ismi, kendi küçük hesapları ve kocaman egolarına kurban ederek huzuru buldular mı?! Ve tüm bunları sözde “devlet operasyonu” diye açıklayarak vicdanlarını tatmin edebildiler mi?!
Fatsa için yaptığı tüm icraatları yukarıdan aşağıya bir dürüstlük ve başarı hikayesi olan, bunu da lafla değil eserleriyle ortaya koymuş olan bir Anadolu çocuğuna sahip çıkacak vicdan, insaf ve izan sahibi bir inisiyatif çık(a)madı mı Fatsa’dan? Cevap evetse biz yanmışız zaten…
Her şeye rağmen, velev ki devlet operasyonu bile olsa, “bir kadirşinaslık örneği olarak sahip çıkılmalı” değil miydi? İsteyince kimlerin ne kusurlarını kapattınız da; yukardan aşağıya artı değer olan bir adamın başarılarını parlatıp Ankara’nın gözüne sokamadınız mı? Bunu da mı yapamadınız, bu bir “devlet operasyonu” ise eğer?!
Ya da…
Eğer bu bir “devlet operasyonu” değilse..?!
Değilse bir “itibar(sızlaştırma) operasyonu”dur o zaman. Yoksa Türk bayrağının dalgalandığı her yer vatan, vatan olan her yere de hizmet kutsaldır.
Ama siz, her tarafı başarılarla dolu olan, dürüstlüğü kamuoyu vicdanında ittifakla sabit olan bir kurum müdürünü tenzili rütbe yapar da öğretmen olarak atarsanız herkes bunun altında başka bir şey arar.
Biz yine; “Sizin için şer görünende hayır, hayır görünende şer vardır.” (2:216) düsturuyla, kulun bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır diyerek Rabbimize yöneleceğiz… Ve diyeceğiz ki;
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır…”
Aldığı her kuruşu anasının ak sütü gibi helâl olan büyük adam.
Fatsa seni unutmayacak…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ADİL KESKİN
VEYSEL CENGİZ
Bazı insanlar vardır ya “duruşu” ayrı bir güven kaynağıdır sizin için. Bazı insanlar vardır ya yaptığı işin altına gözü kapalı imza atarsınız. Bazı insanlar vardır ya sadece işi değil; sevgiyi de saygıyı da edebi de öğretir… Bazı insanlar vardır ya babadır, candır, adam gibi adamdır…
Bazı insanlar vardır ya size ruhundan üfler..!
İşte öyle bir insandır Veysel Cengiz…
Sevgisinde, saygısında, hoşgörüsünde, işinde ve vizyonunda sınır tanımayan bir adamı; kelimelerin sınırlı dünyası ile anlatabilmenin imkansız olduğu bir misyon adamıdır. Günün adamı değil gönül adamı olmuştur hep…
Bilenler bilir: Fatsa’ya Eğitim Uygulama Okulu, Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi, özel alt sınıflar ve Karadeniz’de ikinci bir örneği olmayan Fatsa Rehberlik Araştırma Merkezi’ni (RAM) kazandırmıştır hem modern bina dizaynı hem de sistem olarak.
Bu işlerin peşinde koşarken de adeta özel sektörde çalışıyormuşçasına, mesai mefhumunu gözetmeden, ailesinden ve kendi kişisel zamanından harcamıştır çoğu zaman.
Bunları yaparken de hiç kimseden aferin beklememiş, bilakis tevazuu artmış başı önüne eğilmiştir eserleri arttıkça… Şahsım, bunun canlı tanığıdır.
Fatsa ve havzasında bulunan ilçelerde özel eğitim ve rehberlik faaliyetlerini yürütürken konuyla ilgili bir belde, bir köy, bir okul olsun da Veysel Cengiz oraya ayak basmamış olsun. Tarih yazmaz! Çünkü tüm Ordu bölgesi için dahi aynı şeyi rahatlıkla söyleyebiliriz…
Bir dönem tüm ülke bakanlık teftişleriyle yangın yerine dönmüş, RAM’larda açığa almalar soruşturmalar birbirini kovalıyorken, özel kurumlara yüzbinlerce lira cezalar kesiliyor, davalar açılıyorken ve “kadim Fatsa bürokrasisi” de o dönem makamında “üç buçuk atıyorken” Fatsa’da bir adam yaptığı işten emin, bayrak gibi dimdik ortadaydı…
Ve herkesin öcü gibi kaçtığı bakanlık müfettişlerine Fatsa RAM müdürü olarak şöyle dedi: “Yetkimi kullanarak bu raporları ben verdim. Birine ceza verilecek ya da soruşturma açılacaksa bana açın!”
Ki devamında Fatsa RAM tertemiz, özel kurumlar da küçük sıyrıklarla çıktı o fırtınadan Veysel Cengiz sayesinde. Oralardan bugünlere gelirken bunları da unutmadık..!
Ve şimdi ne oldu biliyor musunuz?
Ufuksuz Fatsa siyaseti ve basiretsiz Fatsa bürokrasisi Veysel Cengiz’i Fatsa’dan “gönderdi.” Rahata kavuştular mı acaba?! Fatsa’ya değer katan önemli bir ismi, kendi küçük hesapları ve kocaman egolarına kurban ederek huzuru buldular mı?! Ve tüm bunları sözde “devlet operasyonu” diye açıklayarak vicdanlarını tatmin edebildiler mi?!
Fatsa için yaptığı tüm icraatları yukarıdan aşağıya bir dürüstlük ve başarı hikayesi olan, bunu da lafla değil eserleriyle ortaya koymuş olan bir Anadolu çocuğuna sahip çıkacak vicdan, insaf ve izan sahibi bir inisiyatif çık(a)madı mı Fatsa’dan? Cevap evetse biz yanmışız zaten…
Her şeye rağmen, velev ki devlet operasyonu bile olsa, “bir kadirşinaslık örneği olarak sahip çıkılmalı” değil miydi? İsteyince kimlerin ne kusurlarını kapattınız da; yukardan aşağıya artı değer olan bir adamın başarılarını parlatıp Ankara’nın gözüne sokamadınız mı? Bunu da mı yapamadınız, bu bir “devlet operasyonu” ise eğer?!
Ya da…
Eğer bu bir “devlet operasyonu” değilse..?!
Değilse bir “itibar(sızlaştırma) operasyonu”dur o zaman. Yoksa Türk bayrağının dalgalandığı her yer vatan, vatan olan her yere de hizmet kutsaldır.
Ama siz, her tarafı başarılarla dolu olan, dürüstlüğü kamuoyu vicdanında ittifakla sabit olan bir kurum müdürünü tenzili rütbe yapar da öğretmen olarak atarsanız herkes bunun altında başka bir şey arar.
Biz yine; “Sizin için şer görünende hayır, hayır görünende şer vardır.” (2:216) düsturuyla, kulun bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır diyerek Rabbimize yöneleceğiz… Ve diyeceğiz ki;
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır…”
Aldığı her kuruşu anasının ak sütü gibi helâl olan büyük adam.
Fatsa seni unutmayacak…