Yaşım 46.
Gençli çağını geçireli bir hayli zaman olmuş.
Orta yaşın, ortalarında seyrediyor ömrüm.
Evlat sevgisinden mahrum bırakmayan Rabbim, torun sevmeyi de nasip eder inşallah.
Gerçi bazı okul arkadaşlarıma baktığımda “Geç kalmışım” diyorum ama yapacak bir şey yok.
Dün, dünde kaldı.
Dünde kalan her şey gibi…
Değişmeyen şey ise huylarımız!
Teneşirde çıkacağının söylenmesi de boş yere olmasa gerek.
Bireysel olduğu kadar, toplumsal ve kurumsal huylarımız da değişmiyor.
Kimi zaman “Maalesef” dedirtiyor, kimi zaman ise “Şükürler olsun”
Maalesef “Maalesef” dediğimiz huylarımız ziyadesiyle aklımızda kalıyor.
Fatura koyuyor önümüze, acıtıyor.
Eksilmelere de neden oluyor.
Ama…
Yine de değişmiyor huyumuz.
Ama unutulmuyor.
Her ne kadar unutulması istense de unutturulmuyor.
Bu da yazının mahareti, başlı başına…
Söz uçarken o kalıyor.
Kimi zaman bir gazete sayfasında, kimi zaman bir resmin arkasında…
Aslında yazan da biliyor, söyleyende bunu.
Ama ne yazmaktan ne de söylemekten geri duruyor.
Şeytandan ziyade nefsi tetikliyor dilini, zannımca.
“Herkes işine baksın”…
“Herkes işini yapsın”…
Doğrudur, böyle de olmalıdır.
Hem de her daim!
Doğru olmayan; her değişimde feryat ettirenin bir gün feryat edenler arasına katılacağını bilmesine karşın, o güne kadar günün gün etme arzusudur.
Her gelenin, kendine has bir ekip kurma isteğinin tezahüründeki kayırmalardır.
Bu; dün de böyleydi, bu gün de böyle.
Asırlar da geçse, yarında böyle olacak(!)her halde.
İşin acı veren yanı ise ak sütten çıkmış ak kaşık gibi davranmasıdır insanların.
“Yarın daha güzel olacak” deyip, yakın bir gelecekte hayat bulur diye ummaktır elimizden gelen.
Gerçi tüm bu olumsuzluklar, hidayete eremediğimizdendir.
Ya da benim ermekteki basiretsizliğimdir, sizleri katmayayım işin içine.
Nede olsa birileri bu erdemli yolun yolcusu olmayı başarabildiler.
Hem de tez elden becerdiler.
Artık yağmur yağmıyor Fatsa’da.
Mazgallar taşmıyor.
Su birikintilerinden geçen araçlar, vatandaşı ıslatmıyor.
Her yer güllük, gülistanlık oldu.
Bir de şu oğlanı işe yerleştirseydim…
Daha da yeşerecekti memleketim.
Evet, herkes işini yapmalı.
Ama benim adım Hıdır, elimden gelen budur!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet ÖZMADEN
Artık Fatsa’da Yağmur Yağmıyor!
Gençli çağını geçireli bir hayli zaman olmuş.
Orta yaşın, ortalarında seyrediyor ömrüm.
Evlat sevgisinden mahrum bırakmayan Rabbim, torun sevmeyi de nasip eder inşallah.
Gerçi bazı okul arkadaşlarıma baktığımda “Geç kalmışım” diyorum ama yapacak bir şey yok.
Dün, dünde kaldı.
Dünde kalan her şey gibi…
Değişmeyen şey ise huylarımız!
Teneşirde çıkacağının söylenmesi de boş yere olmasa gerek.
Bireysel olduğu kadar, toplumsal ve kurumsal huylarımız da değişmiyor.
Kimi zaman “Maalesef” dedirtiyor, kimi zaman ise “Şükürler olsun”
Maalesef “Maalesef” dediğimiz huylarımız ziyadesiyle aklımızda kalıyor.
Fatura koyuyor önümüze, acıtıyor.
Eksilmelere de neden oluyor.
Ama…
Yine de değişmiyor huyumuz.
Ama unutulmuyor.
Her ne kadar unutulması istense de unutturulmuyor.
Bu da yazının mahareti, başlı başına…
Söz uçarken o kalıyor.
Kimi zaman bir gazete sayfasında, kimi zaman bir resmin arkasında…
Aslında yazan da biliyor, söyleyende bunu.
Ama ne yazmaktan ne de söylemekten geri duruyor.
Şeytandan ziyade nefsi tetikliyor dilini, zannımca.
“Herkes işine baksın”…
“Herkes işini yapsın”…
Doğrudur, böyle de olmalıdır.
Hem de her daim!
Doğru olmayan; her değişimde feryat ettirenin bir gün feryat edenler arasına katılacağını bilmesine karşın, o güne kadar günün gün etme arzusudur.
Her gelenin, kendine has bir ekip kurma isteğinin tezahüründeki kayırmalardır.
Bu; dün de böyleydi, bu gün de böyle.
Asırlar da geçse, yarında böyle olacak(!)her halde.
İşin acı veren yanı ise ak sütten çıkmış ak kaşık gibi davranmasıdır insanların.
“Yarın daha güzel olacak” deyip, yakın bir gelecekte hayat bulur diye ummaktır elimizden gelen.
Gerçi tüm bu olumsuzluklar, hidayete eremediğimizdendir.
Ya da benim ermekteki basiretsizliğimdir, sizleri katmayayım işin içine.
Nede olsa birileri bu erdemli yolun yolcusu olmayı başarabildiler.
Hem de tez elden becerdiler.
Artık yağmur yağmıyor Fatsa’da.
Mazgallar taşmıyor.
Su birikintilerinden geçen araçlar, vatandaşı ıslatmıyor.
Her yer güllük, gülistanlık oldu.
Bir de şu oğlanı işe yerleştirseydim…
Daha da yeşerecekti memleketim.
Evet, herkes işini yapmalı.
Ama benim adım Hıdır, elimden gelen budur!