SON DAKİKA
Hava Durumu

DAYAN MEMET DAYAN!

Yazının Giriş Tarihi: 10.08.2023 22:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2023 00:04

Ekonomiden güzel haberler gelecek.

Yarın olmazsa, öbür gün olmadı daha sonraki gün.

Az daha sabır…

Esnaf ve emeklinin sırtındaki yük, öldürmezse; yarınlara dair umut çok…

Nice ayazlar, nice badireler öldürmedi; üç beş ay da öldürmez.

Yeter ki bütçeye verilen desteğimiz tam olsun.

Tam olsun ki bütçeden geçinenler sıkıntı görmesin.

Allah muhafaza, onlar olmazsa devlet nasıl yürür!

Sallabaşı, al maaşı sözü havada kalır.

Atalarımız bize gönül koyar; sözü yere düşürdük diye.

At kapağı devlete, gerisini sal esnafta.

Devletin kasası boş olsa da sorun değil!

Maaşı alır mıyız alamaz mıyız diye de endişeye mahal yok.

İki satır yazı, bir de okkalı imza, hoop para cepte.

Bu millet cıgaradan da, alkolden de vaz geçmez.

Alıştı bir kere, mazotun benzinin litresi ne olursa olsun, gezmeden de geri durmaz.

Yüzde bir ile mal alıp, yüzde sekiz ile satmak zorunda kalan esnafın hırs ile dükkânı kapatacağı da yok.

Öyle bir sarmal ki atsan atılmaz, satsan satılmaz.

Hırsız misali; git diyorsun gitmiyor, gel diyorsun gelmiyor.

Fakirin karnındaki bilemem kaçıncı yarın mübarek.

Aybaşı, yılbaşı, seçim öncesi, seçim sonrası vs. vs. vs.

Her sabah işyerini açan esnaf, Hoca Nasreddin’in tele sürtünecek koyunların geride bıraktığı yünü toplayıp, ip yapıp, kazak örüp, pazarda satıp, kazandığı ile borç ödeme hayali kurup bismillah diyor.

Ödeme kalemlerinin sayısı ve külfeti her geçen gün altından çıkılmaz bir hal alırken, zarureti karşılamaya yönelik umudu da o oranda azalıyor.

Zira esnafın; ne kanun, ne kanun hükmünde kararname, ne yönetmelik çıkartacak yetkisi var.

Sendikası da olmadığına göre, yandı gülüm keten helva.

Pandemi ile başlayan ve bir ara nefes aldır gibi yaptırdıktan sonra yeniden boğazını düğümleyen gelişmelere muhatap olan esnaf,  adeta ülkeyi sırtlanmış durumda.

Sadece ama sadece sıfırları artan ancak gelir hanesinde kar gözükmeyen esnaf, bol sıfırlı satışlar sonrasında (esasen) kazanamadığı ya da emeğinin karşılığı olmayan paranın vergisini ödüyor.

Nasıl derseniz kısaca şöyle özetleyeyim.

Birkaç yıl önce rafına 10 lira bedelle ürün koyup, 12 liradan satan kardeşimiz; 2 lira kar edip o 2 liranın vergisini ödüyordu. Şimdi ise aynı ürünü 100 liraya alıp, 120 liraya sattığında; 2 liranın yerine 20 liranın vergisini ödüyor.

Kamu maliyesinin kazancı 10 kat artıyor ama esnafın 18 liralık kar gibi gözüken kazancı, sair maliyet artışlarından mütevellit günü kurtarmaya yetmiyor.

Üretim, istihdam ve pazarlamadan yansıyan maliyet artışları, deftere tabi esnaf açısından taşınabilir yük olmaktan çıktı. Vergi mükellefi olmaktan azat edilenler (ki haylicesi deftere tabi esnaftan daha fazla kanıyor) ise caabası…

EYT ile kamu maliyesine binen yükün, kamu çalışanlarına verilen maaş zamlarının sahadaki yansıması ve dahi vatandaşın siyaset kurumuna bakışını dahi etkiledi.

Velhasıl kimse memnun olmadı.

Ağa ile marabanın hikâyesinde olduğu gibi giderken de gelirken de ağanın olan at ve arabalar için yenen şeyin bir faydası olmadı.

Ne alan memnun, ne de satan.

Tutan da bir oldu, tutmayan da.

Yıllarca yüksek kademeden prim ödeyen ile sarı öküzü satıp emekli olanın maaşı arasındaki fark, sigara jelatini kadar inceldi.

Bu saatten sonra da afaki bir durum söz konusu olmaz ise mecburiyetin dışında kalan esnafın prim ödemesini beklemek, beyhude olur.

Sandıkta durumu kritik gören bir iktidara denk geliriz diye yıllarca bekleyenler, muradına ermiş oldu.

Yüksek prim ödeyenler de öylece baka kaldı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.