Bizim tabirimiz ile ağzım-burnum derken yerel seçimleri geldi, kapıya dayandı.
İktidarından muhalefetine, Cumhur İttifakından Millet İttifakına kadar tüm siyasi partiler; belediye başkanlıkları için en çok oyu alacak adayları belirleme telaşına girdi.
2019 Mahalli İdareler Genel seçimlerinde aday enflasyonu yaşanırken, 2024’te yapılacak seçimler öncesinde adaylık başvurularında adeta kıtlık var.
İktidar cephesinin Ordu ayağında da durum pek farklı değil. 
Onlarca ismin aday adaylığı yarışına dâhil olduğu süreçten, göstermelik de olsa birisi aday olsun da namımız yürüsün moduna bürünen partiler de söz konusu.
İlçe Belediye Başkanlığı için yola koyulan isimler bir iki kişiyi geçmez iken sadece bir iki ilçede düzineyi bulan başvurular, durumun özeti.
Aday adayı olanlardan ziyade aday adayı olmayanların tercihi edilmesinin bu durumun başlıca etkeni olduğu görüşünü dillendirenlere katılmakla birlikte, ikincil bir etken de yükselecek kademesi kalmayanların sayısındaki artışı da sayabiliriz.
Siyasetin mevzu olduğu her ortamda Ordulu seçmenin dilindirdiği soruların odağına ise ilçe belediye başkanlıklarından ziyade büyükşehir belediye başkanlığı için adı geçen isimler oturuyor.
En çok merak edilen ise Ak Parti’nin adayının kim olacağı ve mevcut Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in tekrar aday gösterilip gösterilmeyeceği.
Muhalefetin kimi yola revan edeceği ya da çatı bir aday etrafında toplanıp toplanmayacağı adeta garnitür mesabesinde zira kesin olmamakla birlikte muhalefetin seçimi kazanabileceğine olan inanç, partisel aidiyetin oranı kadar.
Sayın Güler, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ayını siyasi akımdan gelen, birlikte tol yürüyen, günümüzde ülkenin gururu olmuş sayısız projede emeği olan, başarılı bir isim. Ordu’dan ziyade Türkiye’ye mal olmuş hatta uluslararası bir kıymet de diyebiliriz.
İlk basın buluşmasında nasıl bir tavır içinde olacağının işaretini vermiş, Ak Parti ile yolları ayrılmış ancak öncesinde çeşitli görevlerde bulunmuş isimlere yapılan ithamlara karşı çıkarak, Ordu’nun değerleri olarak sahip çıkmıştı.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak 2019’da adı zikredildiğinde kendisinin bu ligin oyuncusu olmadığını ifade etmiş birisi olarak tekrar edeyim ki halen daha aynı görüşteyim.
Siyasi çalkantılar ile ülke gündemine oturmuş bir Ordu’nun huzur bulması adına görev aldığını ve geçen süre zarfında da bu maksadın hâsıl olduğunu söyleyebilirim.
Proje adamı olarak Ordu’ya kattıkları, belki günümüzde siyaseten karşılık bulmasa ve de anlamsız görülse de eminim ki gelecek kuşaklar daha doğru bir değerlendirmede bulunacaklardır.
Sayın Güler’in tek dezavantajı, ilerleyen yaşı ve sürekli değişiklik gösteren kadrosu ancak son basın toplantısında da şahit olduk ki Ordu’ya hizmet etme noktasındaki heyecanından bir şey kaybetmemiş.
Tekrar aday gösterilip gösterilmeyeceğine Ak Parti kurmayları karar verecek.
Siyasi kavga ve çekişmeleri ile yaygın medya gündeminden düşen bir Ordu’dan, muhalefete ve parti içi karşıtlara “Bu belediyenin işi mi?” dedirtecek kadar belediye şirketlerinin ürün ve hizmetleri ile haber konusu olan bir Ordu’ya dönüşümün mimarı olarak görmek gerekiyor.
Ordu, kelimenin tam anlamıyla siyasi kavgalardan uzak bir dönem geçirdi.
Teşekkürü ediyor.
Hepimizin malumu olduğu üzere öyle zaman dilimleri vardır ki siyasette 24 saatte, bir saatte yeni gelişmeleri önümüze sunar. Değişimin tekrar edegeldiği bir arena olan siyasette, kimin nereden ve ne zaman aday gösterileceği ise açıklanana kadar muammadır.
Eskisinden yenisine, vekilinden bürokratına kadar koltuğa talip isimler söz konusu.
Kim nereye aday gösterilecek, Aralık ayının ortasında belli olacak.
Esas gürültü de o zaman başlayacak.
Kimin ne kadar partisine ve davasına sahip çıktığı, Ak Partili mi yoksa AKP’li mi olduğu görülecek.
Peki, muhalefet kimi aday gösterecek?
Her parti kendi adayı ile mi girecek seçimlere yoksa çatı adayı karşılık görecek mi?
Zaman daralıyor.