SON DAKİKA
Hava Durumu

Seçmen Kurumsallığa Bakar!

Yazının Giriş Tarihi: 24.11.2014 02:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.11.2014 02:00
Hafife aldığımı zannetmeyim ama sormadan da duramıyorum.
Seçmen oyunu kime ve neye göre veriyor?
Kongre süreçlerinde esas üzerinde durulması gereken de bu olmalı.
Adayın boyu, kilosu, sureti, eğitimi, deneyimi, zenginliği ne kadar önemli?
Bence hepsi de önemli.
“Endamı yerinde”…
Oturduğu koltuğu doldurması bakımından boyu, kilosu yani endamı yerinde olanların toplum algısı açısından bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz.
“Sureti Hak’tan”…
Cüssesi yerinde olmasından mütevellit; kodumu oturtacak, lafı geri kalmayacak diye düşünür seçmen.
Suretinin yani yüz hatlarının genel geçer kıstasta yakışıklı sayılabilecek türden olması, avantaj sağlayabilir.
“Okumuş adam”…
Bir veya birden çok yüksek tahsil gördüğünü belgeleyen diplomalara sahip olmak ta seçmenin iknası bakımından ciddiye alınan kanıtlardan… Ne de olsa yapacaklarını vaat ettiklerini yapabileceklerine dair en önemlilerinden önemli vesikalar.
“Görmüş, geçirmiş”…
Geçmişi bilen, geleceğe yön veren olabilmek adına deneyim de ayrı bir ölçü. Yaşanmışlıkların getirdiği tecrübeler, yüzde beliren çizgiler, kullanılan ifadeler, söylemdeki ağırlık, dinlemedeki vakarlık… Seçmene güven verecek ve arkasından gidilecek adam dedirtecek özellikler.
“Küpü dolu”…
Talip olunan makamın hem maddi hem de manevi imkânlarını kendi menfaatlerine tevdi etmesinin engelleyecek, her daim; ilkeli ve doğrudan yana duruş sergilenebileceğini, ahlaki değerlerin ön planda tutulduğunu, kısım ve kesim kalıplarına takılmadan genel çıkarın önceleneceğini hissettirmesi bakımından olmaza olmaz göstergedir.
Buraya kadar sıraladıklarıma, hemen hemen her partiye gönül vermiş seçmenin itiraz etmeyeceğini söyleyebilirim.
Lakin durum ne bundan ibaret ne de bu kadar basit!
Memleketteki partilerin genel ahvalden ziyade belli bir kesime hitap ettiğinden, öne çıkan isimler de yerelden ziyade genelin politikalarına biat edenler oluyor.
Ta ki yerleri sallanıncaya, değişim söz konusu oluncaya kadar.
Göreve gelirken emriniz başım üstüne diyenler, görev başkasına verildiğinde “Sen ne anlıyorsun?” demeye getiriyorlar meseleyi.
Tamamen kendi ruh hallerinin bir yansıması bana göre…
Bunun son örneğini iktidar partisinin kongre sürecinde de görmek mümkün.
Genel Merkez’i hiçe sayanlar arz-ı endam ediyor kongrelerde.
Oysa söz konusu olan AK Parti olunca, bunca hengâmeye de heyecana da gerek yok.
Zira seçmenin tek bir adayı var.
O’da Recep Tayyip Erdoğan…
Her kim nerede ve ne görevde bulunuyorsa AK Parti kontenjanından, bilinen odur ki, müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Gerçi siyasetteki makamı değişmiş olsa da, seçmeni AK Partili yapan bir isim olarak, daha uzun yıllar etkisinin koruyacaktır.
O sebepledir ki seçmen; kim ve neden sorusunu sormadan yapılmış tercihi onaylamak için sandığa gidiyor.
“O değil de bu olsaydı” babından söylemlere gerek yok.
Kimin olduğunun da bir önemi yok.
Eğer yerel yönetimlerde kişiler üzerinden bir mücadele varsa, hesabın toplum menfaati ne yönelik olduğunu iddia etmek, iddia olmaktan öteye geçmez.
Seçmenin önemsediği; kişisellik değil, kurumsallıktır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.